Doç. Dr. Salih
KARACABEY
U.Ü. İlahiyat
Fak. Öğr. Üyesi
Ulucami, Osmanlı
Devleti zamanında yapılan ilk büyük camilerden biri olmakla tarihî geçmişi ve
mimarisi açısından önemli bir eserdir. Ama özellikleri sadece bunlarla sınırlı
değildir. Ulucami, en sahih hadis kitaplarından Buhârî’nin “el-Camiu’s-Sahîh”, halk arasındaki
meşhur adıyla “Buhârî’nin Sahîh’i” nin her yıl bir defa hatim
edilmek üzere sürekli okunduğu seçkin mabetlerden biridir. Türk milletinin
benliğinde yer etmiş peygamber sevgisinin yansımalarını caminin duvarlarında ve
payelerinde de görmek mümkündür. Cami duvarlarını ve payelerini süslemenin
ötesinde mabedin içerisine girenlere anlamlı mesajlar verdiği düşünülen yazılar
sadece hadislerden ibaret olmadığı gibi, bunların tamamının şimdi görülenlerle
sınırlı olmadığı da tarihî bilgilerden anlaşılmaktadır. Ancak bu yazıda sadece
şu anda mevcut olan hadislere yer verilecektir.
Hadislerin sıralanmasına caminin kıble duvarının sağından başlamak üzere
-yazının istikametine dikkat edilerek- sola doğru devam edilecektir.
GÜNEY (KIBLE) DUVARINDAKİ HADİSLER
1. Hadis:
İslam dininin
iki temel kaynağı olan Kur’an ve Sünnet tarihten günümüze bütün müslümanlar
tarafından her zaman birlikte değerlendirilmiştir. Bunun yansımalarını Ulucamide
de görmek mümkündür. Nitekim bazı yerlerde, aynı konudaki bir ayet ve bir
hadisin ortak mesaj verecek şekilde yazılmıştır. Bunun örneklerinden birisi Ulucami’nin
kıble duvarında yetimlerin gözetilmesini öğütleyen bir ayet ve bir hadisin
uyumlu yazıldığı yerdir. Ayet olarak,
قال
الله تعالى فى كتابه الكريم فأما اليتيم فلا تقهر
“Kâle’llahu teâlâ fî kitâbihi’l-kerîm: Fe emme’l-yetîme felâ takher”. (Duha,
93/9)
Meali: Allah Yüce
Kitabı’nda buyurdu ki: “Öyleyse yetimi
sakın ezme”.
Bu ayetin hemen yanında
da şu hadis yer alır:
قال
رسول الله صلى الله عليه و سلم كافل اليتيم له و لغيره أنا و هو كهاتين فى الجنة “
“Kâle Rasûlullah
(sav): Kâfilu’l-yetîm lehû ve li-ğayrihî
ene ve hüve ke-hâteyni fi’l-cenneti”
“Rasûlullah
buyurdu ki, “Kendi yakınlarından olan ve
başkalarına ait yetimin sorumluluğunu üstlenen kişi ve ben, (şehadet ve orta
parmağını göstererek) Cennette şu şekilde yan yanayız.”
Bu hadis Müslim’in
el-Câmiu’s-Sahihi ve başka
kaynaklarda;
قال
رسول الله صلى الله عليه وسلم كافل اليتيم له أو لغيره أنا وهو كهاتين في
الجنة وأشار مالك بالسبابة والوسطى
“Kendi yakınlarından olan
veya başkalarına ait yetimin sorumluluğunu üstlenen kişi ve ben, (şehadet ve
orta parmağını göstererek) Cennette şu şekilde yan yanayız” camideki
levhada “ve” harfi ile yazılan ifade Müslim metninde “ev” (veya anlamında)
şeklindedir.
2. Hadis:
المؤمن
فى المسجد كالسمك فى الماء والمنافق فى المسجد كالطير فى القفص
“el-Mü’minü fi’l-Mescidi ke’s-semeki fi’l-mâi, ve’l-Münâfıku
fi’l-mescidi ke’t-tayri fi’l-kafes”.
Türkçesi:”Mü’min mescidde sudaki balık; münafık ise
mescidde kafesteki kuş gibidir.”
Hadisinin
birinci cümlesi minber kulesinin doğu, ikinci cümlesi kuzey tarafında yer
almaktadır. İnsanların çoğu tarafından hadis olarak bilinen bu söz hakkında
Aclûnî şu açıklamayı yapmıştır: “Her ne kadar hadis diye meşhur olsa da bunun
hadis olduğunu bilmiyorum. Malik b. Dinar’ın sözüne benziyor.”
3. Hadis
Minber kulesinde
ikinci hadisin hemen üzerinde şu hadis yer alır:
من
قال لاإاله إلا الله محمد الرسول الله دخل الجنة
“Men kâle lâ
ilâhe illallah Muhammeden Rasûlullah dehale’l-cennet”
Türkçesi: “Lâ ilâhe illallah Muhammedü’r-Rasûlullah diyen kimse cennete
girer.”
Bu ifade kalıbı
ile hadisin meşhur rivayeti sadece “ Lâ
ilâhe illallah diyen kimse cennete girer” şeklindedir. Camideki metinle
uyumlu olan hadis Muaz b. Cebel rivayetidir. Enes b. Malik’in rivayeti de bunu
teyit eder tarzda şu ifadeleri içermektedir. Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Her kim Allah’tan başka ilah olmadığına ve
Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna şehadet ederek ölürse cennete girer.”
Taberânî’nin rivayetinde hadis bir kelime farkla şu şekilde kaydedilmiştir: “Her kim Allah’tan başka ilah olmadığına ve
Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna samimiyetle
şehadet ederse cennete girer.”
4. Hadis
خيركم
من تعلم القران وعلمه
“Hayrukum men tealleme’l-Kur’ane ve allemehu”.
Türkçesi: “Sizin en hayırlınız Kur’ân’ı öğrenen ve
öğreteninizdir.”
Buradaki
lafızlarla Buhârî’nin bab başlığı da yaptığı bu meşhur hadis, rivâyet
kitaplarının pek çoğunda yer almaktadır.
5. Hadis
الجنة
تحت اقدام الأمهات
“el-Cennetü tahte akdâmi’l-ümmehât”.
Türkçesi: “Cennet annelerin ayaklarının altındadır.”
Halk arasında da
meşhur olan bu hadis bir çok kaynakta yer almaktadır. Zehebi bu hadisi “Musa b.
Muhammed b. Ata ed-Dimyâtî el-Belkâvî
el-Makdisî’nin hayatını yazarken sebebinin de açıklandığı “Cennete
girmeye veya çıkmaya vesile olmaları açısından cennet annelerin ayakları
altındadır” lafızları ile almaktadır.
6. Hadis
Yazıldığı yer ve
verdiği mesaj itibariyle üzerinde durulması gereken ifadelerden birisi de hadis
olduğu imajı verilerek yazılan şu cümledir:
قال عليه السلام السلطان
ظل الله فى الارض يأوى اليه كل مظلوم (ضدق رسول الله)
“Kâle Aleyhi’s-Selâm: es-Sultânu zıllullâhı fi’l-arzı ye’vî
ileyhi küllü mazlûm”.
Türkçesi: Peygamber
(s.a.v.) buyurdu: “Sultan Allah’ın
yeryüzündeki gölgesidir. Bütün mazlumlar ona sığınırlar.”
Bu metin kıble
duvarında, mihrap ile Sultan mahfilinin arasında, rahat okunabilecek tarzda göz
hizasındadır. Bulunduğu yer itibariyle hem sultan’a hem de insanlara önemli bir
mesaj verildiği düşünülebilir. Sahih kaynaklarda yer almasa da bazı âlimler
eserlerinde genişçe yer vermişlerdir.
DOĞU DUVARINDAKİ YAZILAR
Cami yazıları
sadece hadislerden ibaret değildir. Özellikle doğu duvarında Hz. Peygamber’i
anlatan iki ayet ile bir hadis arasındaki irtibatı yazanlar düşünmüşler ise
anlamlı bir mesaj ortaya çıkmış gözükmektedir.
و
ما ارسلناك الا رحمة للعالمين
“Vemâ
erselnâke illâ rahmeten li’l-âlemîn”
Meali: “Biz
seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.”
Bu ayetle birlikte
Hz. Peygamber’in ahlakını anlatan,
و
انك لعلى خلق عظيم
“Ve inneke le-alâ
hulukın azîm”.
Meali “ Şüphesiz sen
büyük bir ahlaka sahipsindir.”
ayetiyle müminlerin benimsemesi gereken ahlâkın kaynağına ve önemine işaret
edilmiş gibidir. Doğu çıkış kapısının sağındaki bu ayetlere karşılık solunda da
büyük bir levha olarak aşağıdaki 7. hadisin yer alması da son derece
manidardır.
7. Hadis
أكمل
المؤمنين ايمانا أحسنهم خلقا
“Ekmelü’l-mü’minîne îmânen ahsenuhum hulukan”.
Türkçesi: “Müminlerin
imanı en kâmil olanı, ahlakı en güzel olanıdır.”
Aynı duvarda
caminin anlamına uygun olarak birlik ve beraberliğe işaret eden
8. Hadis
الجماعة
رحمة و الفرقة عذاب
“el-Cem’aatu rahmetün ve’l-firkatu azâbun”
Türkçesi: “Cemaat
rahmet, ayrılık azaptır.”
Bu hadis isnad
açısından zayıf olmakla birlikte değişik isnadları bulunmaktadır. Cami
içerisinde yer alabilecek özelliğe sahip anlamı, Bursa’da Ulucami ve Yeşil Cami
gibi iki tarihi mabede yazılmasına vesile olmuştur.
9. Hadis
رأس
الحكمة مخافة الله
“Ra’su’l-hıkmeti mehâfetu’llahi”.
Türkçesi: “Hikmetin
başı Allah korkusudur.”
Bu hadis Ulucami’de
üç yerde yazılı olan metinlerden biridir.
KUZEY DUVARINDAKİ YAZILAR
10. Hadis
قال
النبي صلى الله عليه وسلم ما شاء الله بارك الله
“Kâle’n-Nebiyyü
(s.a.v.) Mâ şâe’llah bârekellâh”
Türkçesi: Nebi
(s.a.v.) buyurdu: Mâşallah, Allah mübarek kıslın!
Peygamberimiz bu
ifadeleri, genelde kendisine isim konulması için getirilen yeni doğan çocukları
gördüğünde söylerdi.
11. Hadis
عجلوا
بالصلاة قبل الفوت وعجلوا بالتوبة قبل الموت
“Accilû bi’s-salâti kable’l-fevti ve accilû bi’t-tevbeti kable’l-mevti”
Türkçesi: “Vakti
çıkmadan namaza acele ediniz. Ölmeden önce de tevbe için acele ediniz”.
BATI DUVARINDAKİ YAZILAR
12. Hadis
قال
النبى عليه السلام اتقوا الواوات صدق
رسول الله
“İttekû el-vâvât”
Türkçesi: “Vavlardan
sakının”
Yani vav harfi
ile başlayan kelimelerin içeriğine ilişkin bir uyarı olarak algılanmıştır.
Velâyet, Vekâlet, Vezaret, Vesayet, Vedîat (emanet)
13. Hadis
سبحان
الله و بحمده سبحان الله العظيم
“Subhâna’llâhi
ve bi-hamdihi Subhâna’llâhi’l-azîm”
Mü’min kişinin
her zaman zikir maksatlı söyleyebileceği bir hadis olup Hz. Peygamber’in “Dile
kolay gelen ama mizanda ağır çeken ve Rahman katında sevimli iki kelime vardır:
Subhâna’llâhi ve bi-hamdihi Subhana’llâhi’l-azîm.” buyurduğu nakledilir.
14. Hadis
Batı duvarının
kıble duvarı ile kesiştiği köşeye yakın tuğra şeklinde yazılan metin
شفاعتى
لأهل الكبائر من امتى
“Şefâatî li-ehli’l-kebâiri
min ümmetî”
Türkçesi: “Şefaatim,
ümmetimin büyük günah işleyenleri içindir”
PAYELERDEKİ (FİL AYAKLARINDAKİ) YAZILAR
PAYE 1. Kuzey yüzü
15. Hadis
شفاعتى
لأهل الكبائر من امتى
Bu hadis 14. hadis
ile aynıdır.
16. Hadis
سبحان
الله و الحمد لله و لا إله إلا الله و الله أكبر و لا حول ولا قوة إلا بالله العلى
العطيم
Bu dua namazların
sonunda âyetü’l-kürsî okunmadan önce söylenir: “Subhâna’llâhi ve’l-hamdü li’llâhi
ve lâ ilâhe illa’llâhu va’llâhu ekber ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ bi’llâhi’l-aliyyi’l-azîm.”
Bir kişi Hz.
Peygamber’e gelerek “Kur’ân’dan bir şey ezberleyemiyorum. Bana Kur’ân’ın yerine
geçecek bir şey öğret” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, “bu dua cümlesini
söyle” buyurdu.
İbn Abbas da bu cümleyi
söylemenin salih ameller arasında yer aldığını söylerdi.
PAYE 2. Kuzey Yüzü
17. Hadis
رأس
الحكمة مخافة الله
“Ra’su’l-Hıkmeti mehafetullah”, 9 numaralı hadis olarak
geçti. Doğu duvarında da yer alan bu metin 1278 tarihli ve Hattat Şefik
imzasını taşıyor. Aynı payede müezzin mahfelinin üzerinde
18. Hadis
قال
النبى عليه السلام المؤذنون اطول الناس اعناقا يوم القيامة
“Kâle’n-Nebî (a.s) el-müezzinûn etvalu’n-nâsi ağnâkan yevme’l-kıyâmeti”
“Rasûlullah (a.s.,)
müezzinler, kıyamet günü insanların en uzun boyunluları olacaklardır,”buyurdu.
Aynı lafızlarla hadis kitaplarının pek çoğunda bu metin yer almaktadır.
PAYE 6.
19. Hadis
Kıble
istikametinde 39. levhada da aynı hadis vardı. Değerlendirmeye aldığımız hadis
metinleri arasında 5. sırada da zikredilen hadis şöyledir:
الجنة
تحت اقدام الأمهات
“el-Cennetü tahte akdâmi’l-ümmehât”.
Türkçesi: “Cennet
annelerin ayaklarının altındadır.”
Halk arasında da
meşhur olan bu hadis birçok kaynakta yer almaktadır.
PAYE 9. Kuzey Yüzü,
20. Hadis
قال
النبى عليه السلام من حسن كتابة دخل الجنة
“Men hasune kitâbeten dehale’l-cennete”.
Türkçesi: “Yazısı
güzel olan cennete girer.”
Metin Hz.
Peygamber’e izafe edilerek yazılmış, ama mevcut kaynaklarda böyle bir bilgiye
ulaşılamadı.
21. Hadis
من
صبر ظفر
“Men sabera zafera”.
Türkçesi: “Sabreden
zafere ulaşır.”
Bu ifadenin bir
hadis olmadığı, bir kişinin hayatında en gerekli prensiplerden biri olduğu için
sabrı tavsiye eden ayetlerin tefsirinde yer verilen bir ifade olarak geçtiği
belirtilmektedir. Bu vecizenin bir kitaba isim olduğu bilgisine de
ulaşılmaktadır.
PAYE 10. Doğu Yüzü
22. Hadis
اللهم
صل على محمد و على ال محمد
“Allâhumme
salli alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed”
Çok meşhur
olarak bilinen salavâtın başlangıç cümlesidir.
Batı Yüzü
23. Hadis
الدنيا
مزرعة الاخرة
“ed-Dünya mezraatu’l-âhirati”.
Türkçesi: “Dünya
ahretin tarlasıdır”
Eskiden kuzey
duvarında levha üzerinde yazılı olan bu metin şu an orada görülmemektedir. İmam
Gazali’nin “İhyâu Ulûmi’d-dîn” isimli eserinde yer alan bu hadise sahih kaynaklarda
rastlanılmamaktadır. Dünya-ahiret ilişkisi ve dünya hayatının
değerlendirilmesinin yapıldığı metinlerde hadis olarak değil de bu dengeyi
ortaya koyan bir söz olarak yer verilmektedir. Bazı kaynaklarda meçhul sîga ile
hadis imajı verilerek nakledildiği de görülebilmektedir.
Halk arasında
çok meşhur olan bu hadisin merfu ve sağlam bir isnadına ulaşılamamıştır.
PAYE 11. Kuzey Yüzü
24. Hadis
Bu hadis daha
önce 9. sırada geçmişti.
رأس
الحكنة مخافة الله
“Ra’su’l-hıkmeti mehâfetu’llahi”.
Türkçesi: “Hikmetin
başı Allah korkusudur.”
25. Hadis
Bu hadis daha
önce 14. sırada geçmişti.
شفاعتى
لاهل الكبائر من امتى
“Şefâatî li-ehli’l-kebâiri min ümmetî”
Türkçesi: “Şefaatim,
ümmetimin büyük günah işleyenleri içindir”
Sonuç:
Bu makalede,
tekrarlarıyla birlikte 25 hadis belirlendi. Ulucami ile ilgili eserlerin
verdiği bilgiye göre, cami içerisindeki yazılar ve levhalar bunlarla sınırlı değildi.
Ancak çeşitli sebepler ve ihmal sonucunda maalesef pek çok tarihî değer
kayboldu. Bunların tespitleriyle ilgili çalışmalar hâlâ devam etmektedir.
Anlaşılan odur
ki, tarih boyunca camilerimiz süsleyen hadisler, sadece estetik zenginlik
kazandırmaya yönelik değil, mesajları bakımından da dikkat çekici olmaları
sebebiyle tercih edilmişlerdir. Hadislere genel olarak bakıldığında ise, ağırlıklı
olarak, birlik, beraberlik ve kardeşliği topluma yaymayı, yardım etmeyi
özendirmeyi, ümitsizliği ortadan kaldırmayı amaçlayan içeriklere sahip olduğu
görülmektedir. Belki de daha önemlisi, günde beş kez bu hadisleri camide gören
Müslümanların, aynı amaç doğrultusunda bu ilkeleri hayata taşıdıklarına da
tarih tanıklık etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder