Büyük
Türk ulusunu oluşturan temel topluluklardan biridir. Bazı yerlerde başka isimlerle de anılır. 24 Oğuz boyu içinde yer alır. Yıldız Han Oğulları’na bağlanır.
Ongunu (Totem) kutsal saydıkları tavşancıldır. (Bozkır kartalı) En çok tanınan
damgaları bir kuş profilini andırır olanıdır. Üst tarafı çatallı alt çizgisi
ters (L) şeklinde olanı da vardır. Çarpı (X) şeklinde de gösterilir. Oğuz
boyları hakkında yazılan eski kitaplarda bunların damgaları ve adlarının anlamı
ile ilgili çok değişik bilgiler vardır. Bu eserlerin arasında Yazıcıoğlu’nun
Selçukname (Tarih-i Al-i Selçuk), Reşidüddin’in “Cami’üt Tevarih”ini
sayabiliriz. Oğuz Destanı ile Uygur ve Karahanlı metinlerinde de Kızık adına
rastlanır. Cumhuriyet Devri yazarlarından da Prof. Dr. Faruk Sümer’in
“Oğuzlar/Türkmenler”, Cevdet Türkay’ın “ Osmanlı İmparatorluğu’nda Oymak,
Aşiret ve Cemaatler “ adlı eserlerini belirtmek gerekir.Yusuf Has Hacip’in’
‘Kutad gu Biliğ’ adlı eserinde Kızık adı
şöyle geçer:
“İlig bolsa isiz, ajung buzar.
Eğer Han kötü olsa acunu bozar.
Kısıglısı bolmasa, yoldan
azar.
Halk da ciddi olmazsa yolundan
azar.”
İlk yurtları
Hazar ötesi Orta Asya topraklarıdır. Bütün Oğuz boyları gibi, Kızık boyuna
mensup Türkmen göçerleri de, XI.yy.sonlarında Selçuklularla beraber, XIII.yy.
başlarında da Moğol saldırılarından kaçarak İran üzerinden Anadolu’ya ve
bugünkü Suriye topraklarına gelmişler ve kendilerine uygun gördükleri yerleri
yurt tutmuşlardır.
Uygur ve
Karahanlılar'dan kalan tarihi vesikalarda 'kızık' sözcüğünün; töreye saygılı,
disiplinli ve ciddi halk anlamına geldiği yer almaktadır.
Reşidüddin,
adlarının anlamını 'kuvvetli ve yasakta ciddi' diye verir. Ebul Gazi Bahadır
Han ise, ‘Kahraman’ diye açıklar.
Yazıcıoğlu ' kuvvetli, yasakta ciddi ve gayretli' gibi daha başka anlamlar da yükler. Kaşgarlı Mahmut, 'bilgi ve hikmet
sahibi kimse' anlamına geldiğine vurgu yapar. Faruk Sümer, 'kuvvetli ve yasakta
ciddi, cehd edici' anlamına geldiğini belirtir.
Öteki Türkmen
boyları gibi bunlar da Anadolu’nun Türkleşmesinde önemli roller oynamışlardır.
Arap
kaynaklarındaki bilgilere göre; XIII.yy.’ın ortalarında Güneydoğu Toroslar ile
Lübnan dağları arasındaki sahalarda, 40.000 Türkmen obası yaşıyordu. Bunların
arasında Kızıklar da vardı.
F. Sümer’in
‘Oğuzlar/Türkmenler ‘kitabında Trablusşam dolaylarında 66 hanelik bir Kızık topluluğunun yaşadığı
yer alıyor.
Sayın Cevdet
Türkay'ın yazdığı “Osm. İmp. da Oymak, Aşiret ve Cemaatler” adlı eserinde o
yıllarda Rakka, Hama, Humus, Adana,
Tarsus ve Edirne
gibi yerlerde de Kızık mensuplarının yaşadığı belirtilir.
Osmanlıların
vergilendirme ile ilgili tahrir defterlerinde ve Türkmenlerle ilgili birkaç
değişik kaynakta Kızık boyu adına rastlanır. Örneğin: XVI. yy.da Halep
Türkmenleri arasında bir Kızık boyu oymağının da yer aldığını o döneme ait
kayıtlardan anlıyoruz. 1579 yılında 667 vergi nüfusuna sahiptiler. Bunların
dışında, bu yüzyılda başka bir Kızık topluluğu da Şam çevresinde yaşıyordu.
Kanuni(1520/1566) zamanında iki kola ayrılan Halep Kızıklarının bir bölümünün,
XVII.yy.da Antep civarında konakladığı görülür. Bunlara “Oturak Kızıklar”
denmiştir. “Oturak Kızıklar” padişah Deli İbrahim zamanında(1640-1648) Antep ve
çevresindeki köylerde yerleşik bir yaşam sürüyorlardı. Bunlar Oğurca,
Damlalıca, Çaykuyu, Sakal, Karadinek, Taşlıca, Üçkilise ve Yalankaz köylerinde
yaşarlardı. XIX. yy.ın sonlarına kadar Kızık adlı bir nahiyeye bağlı
kalmışlardır. Yerleşik düzene geçmeyip de,buralarda kışlayan konar-göçer
Kızıklar da vardı. Bunların XVII.yy.lın ortalarında 149 vergi mükellefi vardı.
Oturakların ve diğer Kızıkların 1690’da Avusturya Seferi için askere
çağrıldıkları Osmanlı kayıtlarına girmiştir.
XVI.yy.’a ait
bir belgenin incelenmesinden, bu yüzyıl içinde bir grup Kızık topluluğunun Orta
Anadolu’ya gittiği ve oralara yerleştiği anlaşılmıştır! Hamit iline gidenler de
olmuştur. Sivas
ve Yozgat civarında oynanan Kızık Halayı oyununun aslı bunlara aittir.
XVI.yy. Osmanlı
tahrir defterindeki kayıtlarda, 28 Kızık yer adı görülmüştür. Bunlardan 5’inin Ankara’nın Çubuk ve Ayaş
ilçeleri sınırları içinde bulunması, Kızık boyu mensuplarının buralara da
yerleştiğinin bir işareti olsa gerektir! Bugün de bu yörede ‘Kızık’ adı taşıyan
köyler bulunuyor. Kızık adı taşıyan yerleşim yerlerinin sayısı, bazı
nedenlerden dolayı bugün için 25’e inmiştir. Bunlardan sonu ‘Kızık’la biten 5’i
Bursa’dadır.
Tokat’ın Kızık
adlı bir köyünde öğretmenlik yapan M. Selami Akdeniz ; Kızıkların çok çalışkan
ve sağlam yapılı olduklarını söylemektedir.
Anadolu’da Kızık adlı yerleşmelerin
bulunduğu iller:
İli: İlçesi: Sayısı:
Kahramanmaraş Pazarcık,
Andırın 2
Malatya
Arguvan 1
Tunceli Ovacık 1
Kayseri
Merkez, Develi 1
Adana
Saimbeyli 1
Giresun Şebinkarahisar 1
Çankırı Çerkeş 1
Sivas
Zara
1
Tokat Artova 1
Çorum Alaca 1
Amasya Gümüşhacıköy 1
Ankara K.Hamam, Çubuk 2
Akyurt'ta yer adı var.
Karaman Merkez 1
Afyon Sandıklı 1
Kütahya Merkez, Emet 1
Sinop Gerze 1
Bolu Seben 1
Balıkesir Manyas-Burhaniye 1
Bursa
Yıldırım, Kestel 5
Anadolu’da
Kızıkların en yoğun olarak yaşadıkları yerler G. Antep, K. Maraş, Adıyaman
üçgeni ile Bursa Tokat, Ankara
dolaylarıdır.
2008 yılı
“Ahududu Festivali” sırasında Bursa Kızık köylerini ziyaret eden, Gaziantep'li Kızık Bey'i Nafi Çağlar
bunlarla ilgili bir kitap hazırladığını belirtmiştir.
BURSADA’Kİ
KIZIKLAR
Kızık
adlı köylerin, Oğuzların aynı adı taşıyan boyu tarafından kurulmuş olduğu kabul edilir.
Cumhuriyet’in
ilk yıllarında Bursa Halkaevi’nin yaptığı bir çalışmada; dağ yamaçları arasında
(vadi içinde) kuruldukları ve buralarda kısılıp kaldıkları için bu adı
almışlardır, denmektedir. Kanımca bu doğru bir sav değildir. Öyle olsaydı düzde
kurulmuş olanları nasıl açıklayacaktık? Bursa’nın
Osmanlılar tarafından fethi ile Kızıkların bu yöreye yerleşmeleri aynı döneme
rastlar. 1302 Dimboz ve 1306 II. Tekfurlar savaşlarından sonra Bursa ovasına geldikleri
sanılıyor! Bunlarla birlikte Horasan’dan gelen dervişler de buralara
yerleşmişlerdir. 1865 tarihli bir vakfiye belgesinde; Cumalıkızık’ın “Orhan
gazi Vakfı”na bağlı olduğu belirtilmektedir. Vakfın kuruluşu ise 1339 yılına
dayandırılır. Bu nedenle vakfa bağlı Kızık köylerinin bu tarihten birkaç yıl
önce kurulduğunu söylemek yanlış olmaz.
Kızık
köyleri İç Anadolu'dan Bursa'ya gelen İpek Yolu kenarında sıralanmışlardır. Bu
yolun bir kolu Aksu/Gülçiçek (Çiçek Dede) 'den geçerek İnegöl'e doğru giderdi.
Ermeni Beli ve Bozüyük güzergahını izleyerek Eskişehir'e ulaşırdı. Bir kol İnegöl
yakınlarında Boğaz geçitinden Yenişehir'e doğru ayrılırdı.
Kızık
köyleri yakınından geçen İpek Yolu'nun bir kolu da Kestel'den sonra Çataltepe
köyü üzerinden Dimboz boğazını aşarak Yenişehir ovasının güneyinden İnegöl,
Bilecik ve İznik yönüne doğru ayrılırdı. (Bursa
kütüğü 111/81, Bursa
sicilleri 1073/14)
Bu
yollar üzerinde Çiçek Dede, Geyikli Baba ve Akbıyık Sultan gibi derbentlik
işleri ile görevli tekkeler vardı.
Kızık
köyleri Uludağ'dan gelen dereler üzerinde kurulu değirmenleri ile de ünlüdür.
Eskiden Cumalıkızık'ta 6, Fidyekızık'ta 3 ve Değirmenlikızık'ta 13 su değirmeni
bulunuyordu.
Kızıklar
ürünlerini Bursa-Tahtakale'deki Kapan Han'da satarlardı.
İstanbul
Topkapı Sarayı'nın sebze ve meyve ihtiyacının bir bölümü Bursa Kızık
köylerinden sağlanırdı. Et ihtiyacı için tavuk ve koyun da gönderilirdi saraya.
Bursa'nın varlıklı
aileleri bu köylerden bağ ve bahçe satın alırlardı.
Uludağ'ın
kuzeye bakan yamaçlarında yeşillikler içinde yer alan Bursa'nın Kızık adlı köyleri, 700 yıllık bir
efsanedir. Osmanlı'nın ilk yıllarından beri varlıklarını sürdürüyorlar.. Bunlar
Uludağ'ın boynuna asılmış beşibiryerdeler gibi durmaktadırlar. Bu köyler;
Osmanlı'nın, Türk'ün Anadolu'daki damgaları, mühürleridir.
Eskiden
Bursa’nın doğusunda(Uludağ etekleri) Kızık adlı birçok köy bulunuyordu. 1685
tarihli ve Es Seyit el Mehmet imzalı bir kadı sicilinde Cumalıkızık’tan söz
edilir. Aslında kadı sicillerinde 10’dan fazla Kızık adında köyden bahsedilir.
Bugün bunlardan Derekızık, Hamamlıkızık, Cumalıkızık, Fidyekızık ve
Değirmenlikızık köyleri kalmıştır. Diğerleri çeşitli nedenlerle ortadan
kalkmıştır.
Bursa'daki Kızıklarla ilgili olarak birçok
söylence anlatılagelmiştir. Haklarında pek çok araştırma ve inceleme
yapılmıştır. Yerel gazete ve dergilerde sık sık yazılar yayınlanmıştır.
Kaynakça: Bu bölümün hazırlanmasında
Bursa'da yaşayan yazarlardan Raif Kaplanoğlu'nun Bursa Yer Adları
Ansiklopedisi, Niyazi Kurt'un Bursa Defteri Dergisi'nin 2004 yılı 24.
sayısındaki Fidyekızık Mahallesi, aynı derginin 2001 Mart'ında yayınlanan
sayısındaki Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu'nun Bursa Kızık Köylerinin Tarihsel
Kökeni, ayrıca Bursa Araştırmaları Dergisi'nin Ağustos-2004 sayısındaki Mine
Akkuş'un Cumalıkızık adlı yazıları ile Prof. Dr. Mefail Hızılı'nın
çalışmalarından yararlanılmıştır.
BURSA’DAKİ KIZIK
ADLI KÖYLERİN KURULUŞ SÖYLENCELERİ
Osman
Gazi zamanında Tokat taraflarından gelerek Bursa çevresine yerleşmek isteyen Kızık boyu
mensuplarına Karakeçililer engel olmak ister. Bunun üzerine Osman Gazi Karakeçililerden 7 güzel kızı, Kızıklardan
7 delikanlı ile evlendirir. Aralarında bir akrabalık ve dostluk kurularak barış
sağlanır. Bu yedi ailenin her biri bir yere yerleştirilir. Zamanla bunlardan 7
köy oluşur. İşte 7 Kızık köyünün bu şekilde ortaya çıktığı rivayet edilir. Bazı
kaynaklarda Kızık köylerinin Ertuğrul
Gazi zamanında kurulduğundan söz edilir. Oysa ki bugünkü Kızık yerleşmelerinin
bulunduğu alanlar o yıllarda
Bizanslıların kontrolündeydi. Yöre Kestel tekfurunun yönetimi altındaydı. O
nedenle oraya gelip yerleşmeleri uzak bir ihtimal! Ancak Ertuğrul Gazi
zamanında başka bir yerde evlenip de sonradan buraya gelmiş olmaları olasılığı
da akla gelmiyor değil !.
Bursa’nın doğusunda
Uludağ’ın kuzeye bakan yamaçlarında birkaç km. arayla sıralanan bu köylerin en
doğuda olanı bugün Kestel ilçesi sınırları içinde kalan Derekızık’tır. Dere
kenarında kurulduğu için bu adı almıştır. Kimin kurduğu belli değildir!
Diğerleri sırasıyla Hamlı Bey tarafından kurulduğu belirtilen Hamamlıkızık,
sonra Cumalı Bey tarafından kurulmuş olduğu söylenen Cumalıkızık, Fethi Bey
tarafından kurulan Fethiye/Fidyekızık ve en batıda Bursa’ya en yakın konumda bulunan
Değirmenlikızık köyünün ise değirmenlerinden dolayı bu adı aldığı söylenir..
İlk söylediğimiz gibi sondakinin de kimin tarafından kurulduğu bilinmiyor! Dal
Bey tarafından kurulduğu söylenen Dallıkızık ile Bayındır Bey tarafından
kurulmuş olduğuna dair söylentiler olan Bayındırkızık köylerinin bugün yerleri
tam olarak belli değildir. Yalnız aynı bölgede yer aldıkları kesin. Tam yerleri
konusunda çeşitli görüşler var.
Bir
başka rivayete göre ise; Hamamlıkızık adının bu köyde hamam bulunmasından,
Cumalıkızık adının, çevre köylülerin buradaki camide cuma namazı kılmalarından,
Fidyekızık adının tutsaklardan fidye almalarından, Bayındırkızık adının bu
köyün güzel ve bakımlı olmasından, Dallıkızık adının ise bu köyün çok sık ağaçlar içinde kurulmuş olmasından
geldiği anlatılır!. Yukarıda da değindiğimiz üzere, Derekızık ve
Değirmenlikızık köylerinin adlarının nereden geldiği zaten adlarından belli.
Yalnız kimler tarafından kuruldukları bilinmiyor! Bu husus söylencelerde yer
almıyor!
Bursa çevresinde Kızık boyu
ile ilgili bir damgaya veya işarete rastlayamadık! Boyun diğer bir adının da
Kazıklı olduğunu ileri süren yazarlar vardır. Bursa’da Gürsu ilçesine bağlı
Kazıklı adında bir köy bulunmaktadır. Bunlarla bir ilgilerinin olup olmadığı bilinmiyor!
Bursa'nın Kızık adlı
köyleri geçmişle gelecek arasında bir köprü gibidir.
Kızık
köylerinin yerleştiği arazi Orhan Gazi vakıfları arasında gösterilir. Şehirleşme Kızık köylerinin otantik
özelliklerini bitiriyor.
Orhan
Gazi'nin 1360 tarihli İmaret Vakfiyesi belgesinde Kızık köylerinin
vakfedildiğine dair bir kayıt yoktur. 1400 yılındaki Molla Fenari tarafından
onaylanan bir belge ile “Şüsteri Bahçesi”nin (Yıldım Külliyesi) kullanım hakkı
Orhan Gazi vakfından ayrılmış ve Yıldırım vakfına dahil edilmiştir. Buna karşılık
Bayramiçoğlu Yusuf-u Saveci bin Oruç Gazi'nin Yıldırım'a bağışladığı Orta Kızık
köyü de Orhan Gazi vakfına devredilmiştir.
Hamalıkızık
ve Cumalıkızık köyleri 1487 yılı tahrir defterinde Orhan Gazi vakfına ait
gösterilmiştir.
Bu
çalışmada, bahsi geçen köylerin tamamını bir güldeste gibi topluca sunuyoruz.
BURSA’DAKİ KIZIK KÖYLERİNİ TANIYALIM
Derekızık:
Uludağ’ın
kuzeye bakan eteklerinde yer alan bir dizi Kızık köyünden en doğuda olanı. Orta
büyüklükte ve çok eski bir köydür. Kestel’e 6 km. Bursa merkezine 18 km. uzaklıktadır. Önceleri
Bursa merkezine bağlı iken, şimdilerde Kestel ilçesine bağlıdır. Bugün için tam
köy özelliğini koruyan tek Kızık yerleşmesidir. Öbür Kızık köyleri gibi Osmanlı
Devleti’nin ilk yıllarında kurulmuştur.
Köyün
adının yer aldığı en eski belge 1486 yılına ait bir kadı sicilidir.1521 yılına
ait tahrirat defterlerinde de yer alan köy, Yeşil türbenin mimarı Hacı İvaz
Paşa’nın tımar arazisi üzerinde görülüyor. Bu nedenle Hacı İvaz Paşa Kızığı
diye de tanınır. Daha sonra Hacı İvaz Paşa’nın oğlu Mahmut Çelebi’ye vakıf
olarak tahsis edilmiştir. Buradaki arazi gelirlerinden elde edilen öşür vergisi
Mekke’ye gönderilirdi!
Bir
dönem Ali adında birinin naipliği altında kaldığından, “Naib Ali’nin yeri” ve
“Naib Kızık”ı olarak da bilinir.
Bir
ara Vani Mehmet Efendi adlı bir zatın vakfı olmuştur.
XIX.yy.
sonlarında Filibe ve Batum’dan gelen göçmenler de buraya yerleştirilmişlerdir.
Kurtuluş
Savaşı sırasında silah arama bahanesiyle Yunan askerlerince basılan köy tahribata
uğramıştır.
1581
yılında 36 hane 5 bekar kişi oturmaktadır burada. 1907’de 51 hanedir.
1927
yılındaki Cumhuriyet’in ilk nüfus sayımında köyde 439 kişinin yaşadığı tespit
edilmiştir. 1990’daki sayımda nüfusu 574’e çıkmıştır.
Köy
arazisi geniş olduğu için buralarda Saitabat ve Burhaniye adlı köyler
kurulmuştur.
Hamamlıkızık:
Bursa’nın doğusunda
sıralanmış 7 Kızık köyünden biridir.
Bazı
kayıtlarda adı, Kızıkhamamı olarak da ifade edilmiştir. Burası yakın zamanlarda
kurulan Yıldırım ilçesi sınırları içindedir.
Köy
Uludağ’ın kuzey yamaçlarındaki bir vadinin kenerında yer almaktadır. Bu adı
vadi içinde, kısılıp kaldığından dolayı aldığı söylenegelmiştir. Kısık adı
sonradan ‘Kızık’ olmuştur denir. Ancak Kızık boyu Türkmenlerince kurulduğu
bilinen bir gerçektir.
Orhan
Gazi’nin vakıf köylerinden biridir. O yıllarda burada birkaç hane yaşıyordu.
1521 tarihli tahrirat defterinde adı geçer.
Abdurrahman
Çelebi adında bir zat buraya hamam yaptırmıştır. Buradan elde edilecek gelirin
Kur’an okunması için harcanmasını istemiştir. Buradaki hamama ‘Kısık Hamamı’
denmiştir Adı da anlaşılacağı gibi bununla ilgilidir. Hamamın tarihi özelliği
vardır.
1665
yılındaki kayıtlardan Hacı İvaz Paşa’nın burada 300 kuruş değerinde 2
bahçesinin bulunduğunu öğreniyoruz.
1581
yıllığına göre köyde 23 hane ve 8 bekar kişi yaşıyordu.
1907
ve 1908 yıllarında köyde 77 hanenin bulunduğu yazılıdır.
1927
yılında 468, 1990’da ise 782 kişi ikamet ediyordu.
Kurtuluş
Savaşı sırasında öbür Kızık köyleri ile beraber düşman kuvvetleri silah arama
bahanesiyle köyü basıp halkın malına ve canına zarar vermişlerdir.
Köy
kestaneleri ile de ünlüdür.
Cumalıkızık:
Neredeyse
bütün Türkiye tarafından tanınan çok eski bir Osmanlı köyüdür. 150-200 yıllık
tarihi evlere sahiptir. Tarihi bir sit alanıdır. Köyde uzun yıllardır araştırma
ve restorasyon çalışmaları yapılmaktadır. Bursa'nın
en ünlü köylerinden biridir. Önceleri Aksu bucağına bağlı iken, 1987 yılında
Bursa Büyükşehir Belediyesi sınırları içine alınarak mahalle haline gelmiştir.
Yıldırım ilçesine bağlıdır. Uludağ'dan gelen Büyükbalıklı deresinin aktığı
vadide bulunmaktadır. Tarihsel ve doğal yönleri ile öne çıkan bir köydür.
Eskiden çevre köylerin burada cuma namazı kılmalarından dolayı köy bu adla
anılmıştır! Tarihi kayıtlarda geçen Ortakızık adının aynı köyü işaret ettiği
sanılıyor!
1865
tarihli bir vakfiye belgesinde II. Osmanlı padişahı Orhan Gazi'nin vakıf
köylerinden biri olarak gösterilmektedir. Vakfın kuruluş tarihinin 1339 yılına
dek gittiği ifade edilir!. Köyün kuruluşu da bu yıllarda olmalı.
Osmanlı'nın
son döneminden kalma evleri ile otantik bir yapı gösterir. Bu evlerin pansiyon
olarak kullanılması düşünülmektedir.Cumalıkızık kültür turizmini geliştirme projesi AB tarafından desteklenmektedir Tarhi camisi
ve evleri koruma altına alınmıstır .Bir müze köy görünümündedir.
Köyde
'Sal Dede' adında tarihi bir şahsiyetin gömütü bulunuyor. Bu zatın adına her
yıl anma törenleri düzenleniyor.
Buradaki
tarihi eserlerin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı belli değildir!
Tarihi
ve dizi film çekimlerinde burası doğal plato olarak kullanılmıştır. 250'yi
aşkın ev, taş döşeli dar sokaklar koruma altına alınmıştır. Köyün içinde
dolaşırken kendinizi Osmanlı döneminde zannedersiniz!
Köy
Kurtuluş Savaşı yıllarında yakılıp yıkılmıştır.
1581
yılı kayıtlarında 67 hane ve 29 bekar kimsenin yaşadığı yer almaktadır.
1844-1845 de 84 hane ile bunların içinde
yer alan 13 haneyle birlikte toplam nüfusu 422 ve 485 olarak tespit edilir.
1863 de 106 hanede 530 kişi yaşıyor. 1899, 1907 ve 1908 yıllıklarında köyde 158
hane ve 828 kişi görünüyor. 1914 de 855 kişi var. 1927 nüfus sayımına göre; 156
hane ve 703 kişi yaşamaktaydı. 1955 de 984, 1980 de 1889, 1985 de 3971 ve 2000
de de 704 nüfusu var.
1926'dan
1937'ye dek Kestel'e bağlıdır. Sonra Gürsu nahiyesine, daha sonra da merkeze
bağlanmıştır.
Kestanesi,
ahududusu ve böğürtleni ünlüdür. Her yıl “Ahududu Şenlikleri” düzenlenir.
Burada
dağ köylerinin kullandığı eşyalarla ilgili bir “Etnoğrafya Müzesi” bulunuyor.
Fidyekızık:
Bir
adı da Fethiyekızık'tır. Bazı kayıtlarda Naib Kızığı diye geçen yerin burası
olup olmadığı tam olarak açıklığa
kavuşmuş değildir. Derekızıkla beraber Hacı İvaz Paşa'nın vakfına dahil olduğu
rivayeti yaygındır. Bursa'nın
doğusunda Erikli doğal su kaynağının hemen üzerinde (güneyinde) yer alan, bugün
için bilinen 5 Kızık köyünden biridir.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, burası da Kızık boyuna mensup
olanlar tarafından yüzyıllarca önce kurulmuş bir köydür. Köy gömütlüğünde
Osmanlı döneminden kalma birçok yazılı gömüt taşı var. Bunların incelenmesi ile
birtakım yeni bilgiler ortaya çıkarılabilir! Halktan bazı kimselerin elinde
Osmanlı tapuları bulunuyor. Kızık boyunun bey sülalesinden geldiğini söyleyen
şahıslar var. Kızık köylerinden önemli devlet adamları çıkmıştır.
Batı
yönünden Kaplıkaya deresi akmaktadır.
Köyün
güneybatısında Kiril (Crile) denen bir manastırın kalıntıları bulunmuştur.
Buradan çıkan bir sütun başı Bursa Müzesi'ne konmuştur.
Fidye
(fide) sözcüğü Rumca'da “üzüm bağı” anlamına gelir. Adının bununla ilgisinin olup
olmadığını bilmiyoruz.
Osmanlı
Devleti'nin ilk kuruluş yıllarında Horasan erenlerinden Kaplan Gazi adında bir
derviş buraya yerleşir. Türklüğün ve Müslümanlığın yayılması için gayret
sarfeder. Gazalara katılır. Vefat edince buraya defnedilir. Onun birçok
kerametlerinden söz edilir. Adına vakıf kurulmuştur. Her yıl anma törenleri
düzenlenir. XVI. yy. yazarlarından Baldırzade'den (Şeyh Muhammed) alınan
bilgilerle 1888'de gömütünün başına bir yazıt dikilir. Bu yazıt 1977'de
Türkçe'leştirilmiştir.
Orhan
Gazi'nin vakıf arazisi üzerinde yer alıyorsa da köyün ilk sahibi olarak
Timurtaş Paşa'nın oğlu Oruç Gazi gösterilmektedir.
1653
yılında Atmaca Sultan adlı bir derviş köye nakit parayla vakıf kurar.
Yeni
Mahalle içinde 1836 / 1837'de (H. 1252) yapılmış olan ve sonradan yenilenen bir
çeşme vardır. Çeşmenin alın taşında şunlar yazıyor:
“Sahibül-hayrat
ve'l-hasenat.
Hacı
Halil Ağa'nın hayratıdır.
Afiyet
olsun, sene 1252.”
Tutsaklardan
'kurtuluş parası' alan bu köye, bundan dolayı Fidyekızık denildiği rivayeti yaygındır.
1880'li
yıllarda Batı Trakya ve Kafkasya'dan göçmenler yerleştirilmiştir buraya.
Kurtuluş
Savaşı sırasında köy sık sık Yunan askerlerince basılmış, halkı Dışkaya köyüne
sürülerek, evler yakılmıştır.
1581
yılında 29 hane ve 7 bekar kimse yaşıyor köyde. 1907'de 109 hane.
Cumhuriyet'in
ilk yıllarında ise 130 hane ve 779 nüfuslu.
Kurtuluş
Savaşı sırasında köyden birçok şehit verilmiştir. Halktan bazı kimseler de köy
meydanındaki caminin yanında bulunana çınar ağacına asılmışlardır. Yunanlılara
tutsak düşenlerden bir kısmı sonradan köylerine dönmüşlerdir.
Kurtuluş
Savşı'ndan sonra köye 5 hane göçmen yerleştirilmiştir.
Daha
önce merkez ilçenin Aksu bucağına bağlı iken, bugün Yıldırım ilçesine bağlı bir
mahalledir. Batı yönünden Kaplıkaya deresi akmaktadır.
1895'te
109 hane olarak kayıtlara geçmiştir.
1927'deki
Cumhuriyet'in ilk nüfus sayımında 389 kişilik nüfusa sahipti.
Değirmenlikızık:
Çok
eski bir yerleşim yeri olan Değirmenlikızık, en batıda ve Bursa'ya en yakın
konumda bulunan 'Kızık' köyüdür. Bugün Bursa'nın mahallesidir. Ertuğrul Gazi
(Mesken) semtine bitişik sayılır. Batıdaki arazisi Duaçınar semtine kadar
uzanır. Yıldırım ilçesi sınınları içindedir.
Köyün
merkezi Uludağ'ın kuzey eteklerindeki Akçalar kanalı vadisinde bulunuyor. Bursa ovasına hakim bir
yamaçta yer alıyor.
Köy,
Orhan Gazi'nin vakıf arazisine bitişik bir yerde bulunmaktadır. Osmanlı'nın ilk
döneminde Orhan Bey tarafından Ece Beyoğlu Sinan Bey'in mülkü olarak gözükürken
sonradan el değiştirmiştir.
Fatih
Sultan Mehmet'in sadrazamı İnegöl'lü İshak paşa vakıflarına tahsis edilmiş ve
ondan da oğluna geçtiğinden 'İshak paşa
Kızık'ı' diye anılmıştır. 1537 yılına ait bir kadı sicilinde adına rastlanır.
1824 tarihli bir başka tutanakta ise İğdir köyü ile birlikte İshak Paşa'nın
vakıf arazisi olarak zikredilmektedir.
Tarihi
kaynaklanda yer alan bilgiye göre; Çelebi Sultan Mehmet'in oğlu olan Şehzade
Mustafa Çelebi, Germiyanoğlu Beyi'nin teşvikiyle ağabeyi II. Murat'a karşı
isyan edip Bursa'yı
kuşattığı zaman otağını burada kurmuştu.
1908
yıllığına göre köyde 55 hane yaşamaktaydı.
1910'da
buraya uğrayan Mehmet Ziya, Gürcü köyü olduğunu belirtir. Mösyö Huart adlı bir
Batılı gezgin yazdığı seyahatnamede buranın halkının Gürcü değil, Dağlı
Ekradı'ndan olduğuna vurgu yapar.
Aslında
bunların ikisinin görüşlerine de itibar etmemek gerekir. Değişik kayıtlar ve
kaynaklardaki yazılanlardan edindiğimiz kanaat, buranın Kızık Boyu tarafından
kurulan çok eski bir Türk köyü olduğu yönündedir. Belki de değişik dil konuşan
birkaç hane de buraya yerleşmiştir! Bu konuda kesin bir kanıt bulunmamaktadır.
Birçok
Yörük ve Türkmen köyünde olduğu gibi burada da 'dede' denilen yatır gömütü var.
1581'de
köyde 49 hane ve 7 bekar kişi yaşıyordu. 1907 ve 1908 yıllarında ise 55
hanedir.
XIX.yy.'ın
ortalarında Kaplıkaya deresi üzerinde 13 değirmen bulunuyordu. Çuha yapımında
kullanılan bir değirmen daha vardı. Bugün Kocaçınar denilen yer, güzel bir
mesire alanıdır.
Günümüzde
hızlı bir gecekondulaşma içinde olan köyün, eski özellikleri yitip gitmektedir.
Geleneksel yapı çözülme sürecine girmiştir.
BURSA'DA BUGÜN İÇİN ORTADAN KALKMIŞ OLAN
KIZIK ADLI KÖYLER
Bugün
ortadan kalkmış olan Kızık köylerini; Osmanlı'nın vergi, vakıf ve kadı
sicilleri gibi resmi belgelerinden öğreniyoruz. Tarihçi yazar Raif Kaplanoğlu
ve Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu bu bağlamda önemli araştırmalar yapmışlardır. Prof.
Dr. Mefail Hızlı'nın bu konudaki araştırmaları halen sürmektedir. Bazı halk
söylencelerinde de bunlardan söz edilmektedir.
Bayındırkızık:
Kızık
boyu mensuplarınca kurulduğu kabul
edilir. Adı güzel, bakımlı, mamur anlamına geliyor.
Bursa merkez ilçesine
bağlı çok eski bir köydür. Bugün yeri tam olarak belli değildir. Saitabat ve
Derekızık arasındaki dik bir yamaçta yer aldığı sanılıyor! Yıllar önce Uludağ'dan
gelen selle tahrip olan köy ortadan kalkmıştır.Bunun üzerine köy halkı başka
yere taşınmış ve bir daha da aynı yerde yerleşme kurulmamıştır.
1593
tarihli bir kadı sicilinde bu köyün adı geçiyor. Uludağ eteklerinde yer alan
Bayındır (bakımlı ve güzel) bir köy olduğu biliniyor. Diğer köylerden ayırt
etmek için köyün adına Bayındırkızık denmiştir.
Dışkaya
köyünden tarihe ve arkeolojiye meraklı Erol Demircan, Derekızık yakınlarındaki
bir kaynak suyu dolum tesisi inşaatı sırasında bir hamam temelinin ve toprak
künklerin ortaya çıktığını, Bayındırkızık köyünün kuruluş yerinin burası
olduğunu söylemektedir. Ayrıca köyün selle ortadan kalkışı ile ilgili bir
söylenceden bahsetmiştir.
Dallıkızık:
Burası
da Bursa'nın doğusunda yer alan 7 Kızık köyünden biridir. Dal Bey adında bir
zat tarafından kurulduğu rivayet edilir. Sık ağaçlar arasında yer alan güzel
bir köy olduğu sanılıyor! (Bugün Anadolu'nun bazı yerlerinde ağaca 'dal'
denilmektedir.) Ortadan kalktığı için yeri tam olarak belli değildir.
Dışkaya
köyünden Erol Demircan, Hamamlıkızık köyü üzerindeki (güneyinde) orman içinde,
1985 yılında bina temelleri gördüğünü, Dallıkızık köyünün kuruluş yerinin
burası olduğunu söylüyor. Fidyekızık köyünden Ertuğrul Süner ise; bu köyün
Fidyekızık ile Değirmenlikızık arasında yer aldığını ifade ediyor.
Kızık:
1521
yılına ait tahrirat defterinde adı geçen bu köyün, çok eski bir yerleşim yeri
olduğu anlaşılıyor! Sadece Kızık adıyla anılan tek köydür. Diğerlerinin adları
birleşik isimlerden oluşmuştur.
F.
Sultan Mehmet'in sadrazamı İshak paşa; burayı Ece Bey oğlu Sinan Bey'den satın
alıp, İnegöl'de yaptırdığı imaretine vakfetmiştir. Buna dayanarak sanırım
buranın Değirmenlikızık olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Fenarizade
adlı bir şahsın burada 3 göz değirmeni olduğu kayıtlara girmiştir. Bugün için
bu adla anılan bir yerleşim yeri yoktur. Zaman içinde ortadan kalktığı ya da
adının değiştiği anlaşılıyor! Bu köydeki değirmenlerin geliri Medine'ye yardım
amacıyla vakfedilmiştir.
Bodurkızık:
Diğerlerinden farklı olarak Bursa'nın batısında yer alıyordu. Bursa merkezine değil Kite
kazasına bağlıydı. Kızık Türkmenleri tarafından kurulmuştur. Bugün yerinde
yoktur. Düşünceme göre; bu ad 'Küçük Kızık' anlamında söylenmiş olabilir!
Uludağ yamaçlarındaki öbür Kızık köylerinden ya da Anadolu'nun başka bir
yerinden ayrılarak gelen birkaç hanelik Kızıklı tarafından kurulmuş olabileceğini
düşünmek, pek de yanlış olmasa gerek!
Ortakızık:
Bugünkü
Kızık köyleri arasında bu adı göremiyoruz! Bunun da eskiden Bursa'nın doğusunda yer alan Kızık
köylerinden biri olduğu sanılıyor! Belki de bugün bildiğimiz Kızık köylerinden
birinin eski adıdır.
Değişik
kaynaklarda Orhan Gazi'nin vakıf köyü olduğu yolunda bilgiler var. Bu nedenle,
ortada olması nedeniyle yukarıda bahsettiğimiz Cumalıkızık adını akla
getiriyor!
Camilikızık:
Bursa kadı sicillerinde
adına çok rastlanır. Bursa
merkezine bağlı çok eski köylerden biridir. Cami adıyla anıldığından
“Cumalıkızık “ adını çağrıştırıyor! Tam olarak orası olup olmadığı
anlaşılamamıştır!
Kiremitçikızık:
Eski
bir yerleşim yeri olduğu kabul
edilir. Ancak XIX.yy. kayıtlarında dahi adına rastlanmaz. Çeşitli nedenlerle
ortadan kalkan 'Kızık' köylerinden biridir. Burada kiremit ve tuğla imalatı
yapıldığı sanılıyor!
Kızıkşıhlar:
Eskiden
Bursa'nın doğusunda yer alan birçok Kızık köyünden biridir. 1521 yılına ait
tahrirat defterlerinde adı geçer. Orhan Bey'in vakıf köyleri arasında
gösterilir. O yılda sadece 2 hanenin yaşadığı bu yerin “Cumalıkızık” köyü
olduğuğuyla ilgili bilgiler var.
Kızıkçeşme
Mahallesi:
Bursa'nın en eski
mahallelerinden biridir. 1508'den sonraki kadı sicillerinde adı geçiyor.
K.
Kepecioğlu'nun tespitlerine göre; mahalle Yıldırım'daki Seyfettin Mahallesi
yakınlarındadır. Emir Sultan, Zeyniler ve Çukurmescit arasında yer aldığı ifade
ediliyor. Mahalledeki çeşmeyi Yıldırım Bayezit'in yaptırdığı belirtilir.
Mahallenin adının da buradan (Kızıkçeşme) geldiğini yazar.Bu adın , suyun Kızık
kaynağından getirilmesinden dolayı verilmiş olduğu sanılabilir! Ancak çeşmenin
suyu Akçaoğlu kaynağından geliyormuş! Acaba mahallenin bulunduğu yerde daha
önce bir Kızık yerleşimi mi (köy) vardı, diye düşünmeden edemiyor insan!. Ancak
Kızıklar yolu üzerinde yer almış olmasından dolayı da bu ad verilmiş olabilir!
XIX.yy.a ait belgelerde, mahallenin adının sıkça geçtiğini vurgulamak isteriz.
Bursa'yla
ilgili tarihi belgelerde bunlardan başka Baba Kızığı (Baba Sultan), Hatun
Kızığı, Kızık-ı Şevket ve Şeyhkızık gibi yerleşim yeri adları yer almıştır.
Eylül-1999'da
Osmanlı Devleti'nin 700. kuruluş yıldönümü nedeniyle yayınlanan Bursa Defteri Dergisi'nin
özel sayısında (1) yer alan Prof.
Dr. Yusuf Oğuzoğlu'nun bir yazısında (s.11-12);
vergi gelirleri “Orhan Gazi Vakfı”na ayrılan köyler arasında Kızıkşıhlar ve
Kızıkhamamı adlı yerleşmeler de yer almıştır. Yazar Kızıkşıhlar'ın Cumalıkızık,
Kızıkhamamı'nın da Hamamlıkızık olduğunu vurgulamıştır.
İşte bütün bu Kızık adlı köyler Osmanlı Devleti'nin ilk yıllarından
bugüne dek Türk'ün aşılamayan kalesi olmuşlardır. Hüseyin Genç / Araştırmacı-Yazar
selamın aleyküm ben gaziantebin yavuzeli ilçesindenim bizde kızıklıyız yavuzelinin 40 ka yakın köyü var 20 tanesi kızık köyü adım ali yılmaz
YanıtlaSilkızık beyimizde nafi çağlar
iyi çalışmalar
Sayın Ali Yılmaz kardeşim ; dediğin gibi Yavuzeli'nin 39-40 köyü var. Bunlardan Kızık olan köy şunlardır. Ballık, Kastel (Değirmitaş), Bakırca, Lolacık (Sarıbuğday)...Biliyorsun bu köyler
YanıtlaSilYavuzeli'nin batı bölümünde yer almaktadır. Bu bölgenin Kızık olduğuna dair ilk araştırma şahsıma aittir. Bu bilgi hazırlamış olduğum Kızık Boyu 1 kitabında da yer almıştır. Kitapta bu köylerin ortak adı olarak Aşağı Kızıklar ifadesini kullandım. Bursa'daki bu
köylerin tamamını gezdim gördüm. Türkiye'deki diğer Kızık köylerinin de büyük çoğunluğunu ziyaret ettim. Bu çalışmaları Kızık
Boyu 2 adılya kitaba dönüştüreceğim. İlginize sevindim...Ayrıca
bana yakıştırdığın unvan için de teşekkür ederim...Saygılar..
Nafi Çağlar Kızıkbeyi
www.nafiztancaglar.com