6 Nisan 2012 Cuma

OĞUZ TÜRKLERİNİN KIZIK BOYU VE BURSA'DAKİ KIZIKLAR



            Büyük Türk ulusunu oluşturan temel topluluklardan biridir. Bazı yerlerde başka isimlerle de anılır. 24 Oğuz boyu içinde yer alır. Yıldız Han Oğulları’na bağlanır. Ongunu (Totem) kutsal saydıkları tavşancıldır. (Bozkır kartalı) En çok tanınan damgaları bir kuş profilini andırır olanıdır. Üst tarafı çatallı alt çizgisi ters (L) şeklinde olanı da vardır. Çarpı (X) şeklinde de gösterilir. Oğuz boyları hakkında yazılan eski kitaplarda bunların damgaları ve adlarının anlamı ile ilgili çok değişik bilgiler vardır. Bu eserlerin arasında Yazıcıoğlu’nun Selçukname (Tarih-i Al-i Selçuk), Reşidüddin’in “Cami’üt Tevarih”ini sayabiliriz. Oğuz Destanı ile Uygur ve Karahanlı metinlerinde de Kızık adına rastlanır. Cumhuriyet Devri yazarlarından da Prof. Dr. Faruk Sümer’in “Oğuzlar/Türkmenler”, Cevdet Türkay’ın “ Osmanlı İmparatorluğu’nda Oymak, Aşiret ve Cemaatler “ adlı eserlerini belirtmek gerekir.Yusuf Has Hacip’in’ ‘Kutad gu  Biliğ’ adlı eserinde Kızık adı şöyle geçer:
            “İlig bolsa isiz, ajung buzar.
            Eğer Han kötü olsa acunu bozar.
            Kısıglısı bolmasa, yoldan azar.
            Halk da ciddi olmazsa yolundan azar.”
İlk yurtları Hazar ötesi Orta Asya topraklarıdır. Bütün Oğuz boyları gibi, Kızık boyuna mensup Türkmen göçerleri de, XI.yy.sonlarında Selçuklularla beraber, XIII.yy. başlarında da Moğol saldırılarından kaçarak İran üzerinden Anadolu’ya ve bugünkü Suriye topraklarına gelmişler ve kendilerine uygun gördükleri yerleri yurt tutmuşlardır.
Uygur ve Karahanlılar'dan kalan tarihi vesikalarda 'kızık' sözcüğünün; töreye saygılı, disiplinli ve ciddi halk anlamına geldiği yer almaktadır.
Reşidüddin, adlarının anlamını 'kuvvetli ve yasakta ciddi' diye verir. Ebul Gazi Bahadır Han ise,  ‘Kahraman’ diye açıklar. Yazıcıoğlu ' kuvvetli, yasakta ciddi ve gayretli'  gibi daha başka anlamlar  da yükler. Kaşgarlı Mahmut, 'bilgi ve hikmet sahibi kimse' anlamına geldiğine vurgu yapar. Faruk Sümer, 'kuvvetli ve yasakta ciddi, cehd edici' anlamına geldiğini belirtir.
Öteki Türkmen boyları gibi bunlar da Anadolu’nun Türkleşmesinde önemli roller oynamışlardır.
Arap kaynaklarındaki bilgilere göre; XIII.yy.’ın ortalarında Güneydoğu Toroslar ile Lübnan dağları arasındaki sahalarda, 40.000 Türkmen obası yaşıyordu. Bunların arasında Kızıklar da vardı.
F. Sümer’in ‘Oğuzlar/Türkmenler ‘kitabında Trablusşam dolaylarında  66 hanelik bir Kızık topluluğunun yaşadığı yer alıyor.
Sayın Cevdet Türkay'ın yazdığı “Osm. İmp. da Oymak, Aşiret ve Cemaatler” adlı eserinde o yıllarda Rakka, Hama, Humus, Adana, Tarsus ve Edirne gibi yerlerde de Kızık mensuplarının yaşadığı belirtilir.
Osmanlıların vergilendirme ile ilgili tahrir defterlerinde ve Türkmenlerle ilgili birkaç değişik kaynakta Kızık boyu adına rastlanır. Örneğin: XVI. yy.da Halep Türkmenleri arasında bir Kızık boyu oymağının da yer aldığını o döneme ait kayıtlardan anlıyoruz. 1579 yılında 667 vergi nüfusuna sahiptiler. Bunların dışında, bu yüzyılda başka bir Kızık topluluğu da Şam çevresinde yaşıyordu. Kanuni(1520/1566) zamanında iki kola ayrılan Halep Kızıklarının bir bölümünün, XVII.yy.da Antep civarında konakladığı görülür. Bunlara “Oturak Kızıklar” denmiştir. “Oturak Kızıklar” padişah Deli İbrahim zamanında(1640-1648) Antep ve çevresindeki köylerde yerleşik bir yaşam sürüyorlardı. Bunlar Oğurca, Damlalıca, Çaykuyu, Sakal, Karadinek, Taşlıca, Üçkilise ve Yalankaz köylerinde yaşarlardı. XIX. yy.ın sonlarına kadar Kızık adlı bir nahiyeye bağlı kalmışlardır. Yerleşik düzene geçmeyip de,buralarda kışlayan konar-göçer Kızıklar da vardı. Bunların XVII.yy.lın ortalarında 149 vergi mükellefi vardı. Oturakların ve diğer Kızıkların 1690’da Avusturya Seferi için askere çağrıldıkları Osmanlı kayıtlarına girmiştir.
XVI.yy.’a ait bir belgenin incelenmesinden, bu yüzyıl içinde bir grup Kızık topluluğunun Orta Anadolu’ya gittiği ve oralara yerleştiği anlaşılmıştır! Hamit iline gidenler de olmuştur. Sivas ve Yozgat civarında oynanan Kızık Halayı oyununun aslı bunlara aittir.
XVI.yy. Osmanlı tahrir defterindeki kayıtlarda, 28 Kızık yer adı görülmüştür. Bunlardan 5’inin Ankara’nın Çubuk ve Ayaş ilçeleri sınırları içinde bulunması, Kızık boyu mensuplarının buralara da yerleştiğinin bir işareti olsa gerektir! Bugün de bu yörede ‘Kızık’ adı taşıyan köyler bulunuyor. Kızık adı taşıyan yerleşim yerlerinin sayısı, bazı nedenlerden dolayı bugün için 25’e inmiştir. Bunlardan sonu ‘Kızık’la biten 5’i Bursa’dadır.
Tokat’ın Kızık adlı bir köyünde öğretmenlik yapan M. Selami Akdeniz ; Kızıkların çok çalışkan ve sağlam yapılı olduklarını söylemektedir.
Anadolu’da Kızık adlı yerleşmelerin bulunduğu iller:
İli:                                İlçesi:                       Sayısı:
         Kahramanmaraş           Pazarcık, Andırın             2              
Malatya                        Arguvan                        1
Tunceli                         Ovacık                          1
Kayseri                         Merkez, Develi              1
Adana                           Saimbeyli                      1
Giresun                         Şebinkarahisar              1
Çankırı                          Çerkeş                          1
Sivas                             Zara                              1
Tokat                            Artova                           1
Çorum                          Alaca                             1
Amasya                        Gümüşhacıköy              1
Ankara                         K.Hamam, Çubuk         2       Akyurt'ta yer adı var.
Karaman                      Merkez                          1
Afyon                           Sandıklı                         1
Kütahya                       Merkez, Emet                1
Sinop                            Gerze                            1                                  
Bolu                              Seben                            1
Balıkesir                       Manyas-Burhaniye       1                       
Bursa                            Yıldırım, Kestel            5

Anadolu’da Kızıkların en yoğun olarak yaşadıkları yerler G. Antep, K. Maraş, Adıyaman üçgeni ile Bursa Tokat, Ankara dolaylarıdır.
2008 yılı “Ahududu Festivali” sırasında Bursa Kızık köylerini ziyaret eden, Gaziantep'li Kızık Bey'i Nafi Çağlar bunlarla ilgili bir kitap hazırladığını belirtmiştir.

BURSADA’Kİ KIZIKLAR
            Kızık adlı köylerin, Oğuzların aynı adı taşıyan boyu tarafından kurulmuş olduğu kabul edilir.
            Cumhuriyet’in ilk yıllarında Bursa Halkaevi’nin yaptığı bir çalışmada; dağ yamaçları arasında (vadi içinde) kuruldukları ve buralarda kısılıp kaldıkları için bu adı almışlardır, denmektedir. Kanımca bu doğru bir sav değildir. Öyle olsaydı düzde kurulmuş olanları nasıl açıklayacaktık? Bursa’nın Osmanlılar tarafından fethi ile Kızıkların bu yöreye yerleşmeleri aynı döneme rastlar. 1302 Dimboz ve 1306 II. Tekfurlar savaşlarından sonra Bursa ovasına geldikleri sanılıyor! Bunlarla birlikte Horasan’dan gelen dervişler de buralara yerleşmişlerdir. 1865 tarihli bir vakfiye belgesinde; Cumalıkızık’ın “Orhan gazi Vakfı”na bağlı olduğu belirtilmektedir. Vakfın kuruluşu ise 1339 yılına dayandırılır. Bu nedenle vakfa bağlı Kızık köylerinin bu tarihten birkaç yıl önce kurulduğunu söylemek yanlış olmaz.
            Kızık köyleri İç Anadolu'dan Bursa'ya gelen İpek Yolu kenarında sıralanmışlardır. Bu yolun bir kolu Aksu/Gülçiçek (Çiçek Dede) 'den geçerek İnegöl'e doğru giderdi. Ermeni Beli ve Bozüyük güzergahını izleyerek Eskişehir'e ulaşırdı. Bir kol İnegöl yakınlarında Boğaz geçitinden Yenişehir'e doğru ayrılırdı.
            Kızık köyleri yakınından geçen İpek Yolu'nun bir kolu da Kestel'den sonra Çataltepe köyü üzerinden Dimboz boğazını aşarak Yenişehir ovasının güneyinden İnegöl, Bilecik ve İznik yönüne doğru ayrılırdı. (Bursa kütüğü 111/81, Bursa sicilleri 1073/14)
            Bu yollar üzerinde Çiçek Dede, Geyikli Baba ve Akbıyık Sultan gibi derbentlik işleri ile görevli tekkeler vardı.
            Kızık köyleri Uludağ'dan gelen dereler üzerinde kurulu değirmenleri ile de ünlüdür. Eskiden Cumalıkızık'ta 6, Fidyekızık'ta 3 ve Değirmenlikızık'ta 13 su değirmeni bulunuyordu.
            Kızıklar ürünlerini Bursa-Tahtakale'deki Kapan Han'da satarlardı.
            İstanbul Topkapı Sarayı'nın sebze ve meyve ihtiyacının bir bölümü Bursa Kızık köylerinden sağlanırdı. Et ihtiyacı için tavuk ve koyun da gönderilirdi saraya.
            Bursa'nın varlıklı aileleri bu köylerden bağ ve bahçe satın alırlardı.
            Uludağ'ın kuzeye bakan yamaçlarında yeşillikler içinde yer alan Bursa'nın Kızık adlı köyleri, 700 yıllık bir efsanedir. Osmanlı'nın ilk yıllarından beri varlıklarını sürdürüyorlar.. Bunlar Uludağ'ın boynuna asılmış beşibiryerdeler gibi durmaktadırlar. Bu köyler; Osmanlı'nın, Türk'ün Anadolu'daki damgaları, mühürleridir.
            Eskiden Bursa’nın doğusunda(Uludağ etekleri) Kızık adlı birçok köy bulunuyordu. 1685 tarihli ve Es Seyit el Mehmet imzalı bir kadı sicilinde Cumalıkızık’tan söz edilir. Aslında kadı sicillerinde 10’dan fazla Kızık adında köyden bahsedilir. Bugün bunlardan Derekızık, Hamamlıkızık, Cumalıkızık, Fidyekızık ve Değirmenlikızık köyleri kalmıştır. Diğerleri çeşitli nedenlerle ortadan kalkmıştır.
             Bursa'daki Kızıklarla ilgili olarak birçok söylence anlatılagelmiştir. Haklarında pek çok araştırma ve inceleme yapılmıştır. Yerel gazete ve dergilerde sık sık yazılar yayınlanmıştır.
            Kaynakça: Bu bölümün hazırlanmasında Bursa'da yaşayan yazarlardan Raif Kaplanoğlu'nun Bursa Yer Adları Ansiklopedisi, Niyazi Kurt'un Bursa Defteri Dergisi'nin 2004 yılı 24. sayısındaki Fidyekızık Mahallesi, aynı derginin 2001 Mart'ında yayınlanan sayısındaki Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu'nun Bursa Kızık Köylerinin Tarihsel Kökeni, ayrıca Bursa Araştırmaları Dergisi'nin Ağustos-2004 sayısındaki Mine Akkuş'un Cumalıkızık adlı yazıları ile Prof. Dr. Mefail Hızılı'nın çalışmalarından yararlanılmıştır.
           
            BURSA’DAKİ KIZIK ADLI KÖYLERİN KURULUŞ SÖYLENCELERİ

            Osman Gazi zamanında Tokat taraflarından gelerek Bursa çevresine yerleşmek isteyen Kızık boyu mensuplarına Karakeçililer engel olmak ister. Bunun üzerine Osman Gazi    Karakeçililerden 7 güzel kızı, Kızıklardan 7 delikanlı ile evlendirir. Aralarında bir akrabalık ve dostluk kurularak barış sağlanır. Bu yedi ailenin her biri bir yere yerleştirilir. Zamanla bunlardan 7 köy oluşur. İşte 7 Kızık köyünün bu şekilde ortaya çıktığı rivayet edilir. Bazı kaynaklarda Kızık    köylerinin Ertuğrul Gazi zamanında kurulduğundan söz edilir. Oysa ki bugünkü Kızık yerleşmelerinin bulunduğu alanlar  o yıllarda Bizanslıların kontrolündeydi. Yöre Kestel tekfurunun yönetimi altındaydı. O nedenle oraya gelip yerleşmeleri uzak bir ihtimal! Ancak Ertuğrul Gazi zamanında başka bir yerde evlenip de sonradan buraya gelmiş olmaları olasılığı da akla gelmiyor değil !.
            Bursa’nın doğusunda Uludağ’ın kuzeye bakan yamaçlarında birkaç km. arayla sıralanan bu köylerin en doğuda olanı bugün Kestel ilçesi sınırları içinde kalan Derekızık’tır. Dere kenarında kurulduğu için bu adı almıştır. Kimin kurduğu belli değildir! Diğerleri sırasıyla Hamlı Bey tarafından kurulduğu belirtilen Hamamlıkızık, sonra Cumalı Bey tarafından kurulmuş olduğu söylenen Cumalıkızık, Fethi Bey tarafından kurulan Fethiye/Fidyekızık ve en batıda Bursa’ya en yakın konumda bulunan Değirmenlikızık köyünün ise değirmenlerinden dolayı bu adı aldığı söylenir.. İlk söylediğimiz gibi sondakinin de kimin tarafından kurulduğu bilinmiyor! Dal Bey tarafından kurulduğu söylenen Dallıkızık ile Bayındır Bey tarafından kurulmuş olduğuna dair söylentiler olan Bayındırkızık köylerinin bugün yerleri tam olarak belli değildir. Yalnız aynı bölgede yer aldıkları kesin. Tam yerleri konusunda çeşitli görüşler var.
            Bir başka rivayete göre ise; Hamamlıkızık adının bu köyde hamam bulunmasından, Cumalıkızık adının, çevre köylülerin buradaki camide cuma namazı kılmalarından, Fidyekızık adının tutsaklardan fidye almalarından, Bayındırkızık adının bu köyün güzel ve bakımlı olmasından, Dallıkızık adının ise bu köyün  çok sık ağaçlar içinde kurulmuş olmasından geldiği anlatılır!. Yukarıda da değindiğimiz üzere, Derekızık ve Değirmenlikızık köylerinin adlarının nereden geldiği zaten adlarından belli. Yalnız kimler tarafından kuruldukları bilinmiyor! Bu husus söylencelerde yer almıyor!
            Bursa çevresinde Kızık boyu ile ilgili bir damgaya veya işarete rastlayamadık! Boyun diğer bir adının da Kazıklı olduğunu ileri süren yazarlar vardır. Bursa’da Gürsu ilçesine bağlı Kazıklı adında bir köy bulunmaktadır. Bunlarla bir ilgilerinin olup olmadığı  bilinmiyor!
            Bursa'nın Kızık adlı köyleri geçmişle gelecek arasında bir köprü gibidir.
             Kızık köylerinin yerleştiği arazi Orhan Gazi vakıfları arasında gösterilir.  Şehirleşme Kızık köylerinin otantik özelliklerini bitiriyor.
            Orhan Gazi'nin 1360 tarihli İmaret Vakfiyesi belgesinde Kızık köylerinin vakfedildiğine dair bir kayıt yoktur. 1400 yılındaki Molla Fenari tarafından onaylanan bir belge ile “Şüsteri Bahçesi”nin (Yıldım Külliyesi) kullanım hakkı Orhan Gazi vakfından ayrılmış ve Yıldırım vakfına dahil edilmiştir. Buna karşılık Bayramiçoğlu Yusuf-u Saveci bin Oruç Gazi'nin Yıldırım'a bağışladığı Orta Kızık köyü de Orhan Gazi vakfına devredilmiştir.
            Hamalıkızık ve Cumalıkızık köyleri 1487 yılı tahrir defterinde Orhan Gazi vakfına ait gösterilmiştir.
            Bu çalışmada, bahsi geçen köylerin tamamını bir güldeste gibi topluca sunuyoruz.

                   BURSA’DAKİ KIZIK KÖYLERİNİ TANIYALIM
            
 Derekızık:
            Uludağ’ın kuzeye bakan eteklerinde yer alan bir dizi Kızık köyünden en doğuda olanı. Orta büyüklükte ve çok eski bir köydür. Kestel’e 6 km. Bursa merkezine 18 km. uzaklıktadır. Önceleri Bursa merkezine bağlı iken, şimdilerde Kestel ilçesine bağlıdır. Bugün için tam köy özelliğini koruyan tek Kızık yerleşmesidir. Öbür Kızık köyleri gibi Osmanlı Devleti’nin ilk yıllarında kurulmuştur.
            Köyün adının yer aldığı en eski belge 1486 yılına ait bir kadı sicilidir.1521 yılına ait tahrirat defterlerinde de yer alan köy, Yeşil türbenin mimarı Hacı İvaz Paşa’nın tımar arazisi üzerinde görülüyor. Bu nedenle Hacı İvaz Paşa Kızığı diye de tanınır. Daha sonra Hacı İvaz Paşa’nın oğlu Mahmut Çelebi’ye vakıf olarak tahsis edilmiştir. Buradaki arazi gelirlerinden elde edilen öşür vergisi Mekke’ye gönderilirdi!
            Bir dönem Ali adında birinin naipliği altında kaldığından, “Naib Ali’nin yeri” ve “Naib Kızık”ı olarak da bilinir.
            Bir ara Vani Mehmet Efendi adlı bir zatın vakfı olmuştur.
            XIX.yy. sonlarında Filibe ve Batum’dan gelen göçmenler de buraya yerleştirilmişlerdir.
            Kurtuluş Savaşı sırasında silah arama bahanesiyle Yunan askerlerince basılan köy tahribata uğramıştır.
            1581 yılında 36 hane 5 bekar kişi oturmaktadır burada. 1907’de 51 hanedir.
            1927 yılındaki Cumhuriyet’in ilk nüfus sayımında köyde 439 kişinin yaşadığı tespit edilmiştir. 1990’daki sayımda nüfusu 574’e çıkmıştır.
            Köy arazisi geniş olduğu için buralarda Saitabat ve Burhaniye adlı köyler kurulmuştur.
            
 Hamamlıkızık:
            Bursa’nın doğusunda sıralanmış 7 Kızık köyünden biridir.
            Bazı kayıtlarda adı, Kızıkhamamı olarak da ifade edilmiştir. Burası yakın zamanlarda kurulan Yıldırım ilçesi sınırları içindedir.
            Köy Uludağ’ın kuzey yamaçlarındaki bir vadinin kenerında yer almaktadır. Bu adı vadi içinde, kısılıp kaldığından dolayı aldığı söylenegelmiştir. Kısık adı sonradan ‘Kızık’ olmuştur denir. Ancak Kızık boyu Türkmenlerince kurulduğu bilinen bir gerçektir.
            Orhan Gazi’nin vakıf köylerinden biridir. O yıllarda burada birkaç hane yaşıyordu. 1521 tarihli tahrirat defterinde adı geçer.
            Abdurrahman Çelebi adında bir zat buraya hamam yaptırmıştır. Buradan elde edilecek gelirin Kur’an okunması için harcanmasını istemiştir. Buradaki hamama ‘Kısık Hamamı’ denmiştir Adı da anlaşılacağı gibi bununla ilgilidir. Hamamın tarihi özelliği vardır.
            1665 yılındaki kayıtlardan Hacı İvaz Paşa’nın burada 300 kuruş değerinde 2 bahçesinin bulunduğunu öğreniyoruz.
            1581 yıllığına göre köyde 23 hane ve 8 bekar kişi yaşıyordu.
            1907 ve 1908 yıllarında köyde 77 hanenin bulunduğu yazılıdır.
            1927 yılında 468, 1990’da ise 782 kişi ikamet ediyordu.
            Kurtuluş Savaşı sırasında öbür Kızık köyleri ile beraber düşman kuvvetleri silah arama bahanesiyle köyü basıp halkın malına ve canına zarar vermişlerdir.
            Köy kestaneleri ile de ünlüdür.
             
Cumalıkızık:
            Neredeyse bütün Türkiye tarafından tanınan çok eski bir Osmanlı köyüdür. 150-200 yıllık tarihi evlere sahiptir. Tarihi bir sit alanıdır. Köyde uzun yıllardır araştırma ve restorasyon çalışmaları yapılmaktadır. Bursa'nın en ünlü köylerinden biridir. Önceleri Aksu bucağına bağlı iken, 1987 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi sınırları içine alınarak mahalle haline gelmiştir. Yıldırım ilçesine bağlıdır. Uludağ'dan gelen Büyükbalıklı deresinin aktığı vadide bulunmaktadır. Tarihsel ve doğal yönleri ile öne çıkan bir köydür. Eskiden çevre köylerin burada cuma namazı kılmalarından dolayı köy bu adla anılmıştır! Tarihi kayıtlarda geçen Ortakızık adının aynı köyü işaret ettiği sanılıyor!
            1865 tarihli bir vakfiye belgesinde II. Osmanlı padişahı Orhan Gazi'nin vakıf köylerinden biri olarak gösterilmektedir. Vakfın kuruluş tarihinin 1339 yılına dek gittiği ifade edilir!. Köyün kuruluşu da bu yıllarda olmalı.
            Osmanlı'nın son döneminden kalma evleri ile otantik bir yapı gösterir. Bu evlerin pansiyon olarak kullanılması düşünülmektedir.Cumalıkızık kültür turizmini  geliştirme projesi  AB tarafından desteklenmektedir Tarhi camisi ve evleri koruma altına alınmıstır .Bir müze köy görünümündedir.
            Köyde 'Sal Dede' adında tarihi bir şahsiyetin gömütü bulunuyor. Bu zatın adına her yıl anma törenleri düzenleniyor.
            Buradaki tarihi eserlerin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı belli değildir!
            Tarihi ve dizi film çekimlerinde burası doğal plato olarak kullanılmıştır. 250'yi aşkın ev, taş döşeli dar sokaklar koruma altına alınmıştır. Köyün içinde dolaşırken kendinizi Osmanlı döneminde zannedersiniz! 
            Köy Kurtuluş Savaşı yıllarında yakılıp yıkılmıştır.
            1581 yılı kayıtlarında 67 hane ve 29 bekar kimsenin yaşadığı yer almaktadır. 1844-1845 de 84 hane ile  bunların içinde yer alan 13 haneyle birlikte toplam nüfusu 422 ve 485 olarak tespit edilir. 1863 de 106 hanede 530 kişi yaşıyor. 1899, 1907 ve 1908 yıllıklarında köyde 158 hane ve 828 kişi görünüyor. 1914 de 855 kişi var. 1927 nüfus sayımına göre; 156 hane ve 703 kişi yaşamaktaydı. 1955 de 984, 1980 de 1889, 1985 de 3971 ve 2000 de de 704 nüfusu var.
            1926'dan 1937'ye dek Kestel'e bağlıdır. Sonra Gürsu nahiyesine, daha sonra da merkeze bağlanmıştır.
            Kestanesi, ahududusu ve böğürtleni ünlüdür. Her yıl “Ahududu Şenlikleri” düzenlenir.
            Burada dağ köylerinin kullandığı eşyalarla ilgili bir “Etnoğrafya Müzesi” bulunuyor.

 Fidyekızık:
            Bir adı da Fethiyekızık'tır. Bazı kayıtlarda Naib Kızığı diye geçen yerin burası olup olmadığı tam  olarak açıklığa kavuşmuş değildir. Derekızıkla beraber Hacı İvaz Paşa'nın vakfına dahil olduğu rivayeti yaygındır. Bursa'nın doğusunda Erikli doğal su kaynağının hemen üzerinde (güneyinde) yer alan, bugün için bilinen 5 Kızık köyünden biridir.  Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, burası da Kızık boyuna mensup olanlar tarafından yüzyıllarca önce kurulmuş bir köydür. Köy gömütlüğünde Osmanlı döneminden kalma birçok yazılı gömüt taşı var. Bunların incelenmesi ile birtakım yeni bilgiler ortaya çıkarılabilir! Halktan bazı kimselerin elinde Osmanlı tapuları bulunuyor. Kızık boyunun bey sülalesinden geldiğini söyleyen şahıslar var. Kızık köylerinden önemli devlet adamları çıkmıştır.
            Batı yönünden Kaplıkaya deresi akmaktadır.
            Köyün güneybatısında Kiril (Crile) denen bir manastırın kalıntıları bulunmuştur. Buradan çıkan bir sütun başı Bursa Müzesi'ne konmuştur.
            Fidye (fide) sözcüğü Rumca'da “üzüm bağı” anlamına gelir. Adının bununla ilgisinin olup olmadığını bilmiyoruz.
            Osmanlı Devleti'nin ilk kuruluş yıllarında Horasan erenlerinden Kaplan Gazi adında bir derviş buraya yerleşir. Türklüğün ve Müslümanlığın yayılması için gayret sarfeder. Gazalara katılır. Vefat edince buraya defnedilir. Onun birçok kerametlerinden söz edilir. Adına vakıf kurulmuştur. Her yıl anma törenleri düzenlenir. XVI. yy. yazarlarından Baldırzade'den (Şeyh Muhammed) alınan bilgilerle 1888'de gömütünün başına bir yazıt dikilir. Bu yazıt 1977'de Türkçe'leştirilmiştir.
            Orhan Gazi'nin vakıf arazisi üzerinde yer alıyorsa da köyün ilk sahibi olarak Timurtaş Paşa'nın oğlu Oruç Gazi gösterilmektedir.
            1653 yılında Atmaca Sultan adlı bir derviş köye nakit parayla vakıf kurar.
            Yeni Mahalle içinde 1836 / 1837'de (H. 1252) yapılmış olan ve sonradan yenilenen bir çeşme vardır. Çeşmenin alın taşında şunlar yazıyor:
            “Sahibül-hayrat ve'l-hasenat.
            Hacı Halil Ağa'nın hayratıdır.
            Afiyet olsun, sene 1252.”
            Tutsaklardan 'kurtuluş parası' alan bu köye, bundan dolayı Fidyekızık denildiği rivayeti   yaygındır.
            1880'li yıllarda Batı Trakya ve Kafkasya'dan göçmenler yerleştirilmiştir buraya.
            Kurtuluş Savaşı sırasında köy sık sık Yunan askerlerince basılmış, halkı Dışkaya köyüne sürülerek, evler yakılmıştır.
            1581 yılında 29 hane ve 7 bekar kimse yaşıyor köyde. 1907'de 109 hane.
            Cumhuriyet'in ilk yıllarında ise 130 hane ve 779 nüfuslu.
            Kurtuluş Savaşı sırasında köyden birçok şehit verilmiştir. Halktan bazı kimseler de köy meydanındaki caminin yanında bulunana çınar ağacına asılmışlardır. Yunanlılara tutsak düşenlerden bir kısmı sonradan köylerine dönmüşlerdir.
            Kurtuluş Savşı'ndan sonra köye 5 hane göçmen yerleştirilmiştir.
            Daha önce merkez ilçenin Aksu bucağına bağlı iken, bugün Yıldırım ilçesine bağlı bir mahalledir. Batı yönünden Kaplıkaya deresi akmaktadır.
            1895'te 109 hane olarak kayıtlara geçmiştir.
            1927'deki Cumhuriyet'in ilk nüfus sayımında 389 kişilik nüfusa sahipti.
             
Değirmenlikızık:
            Çok eski bir yerleşim yeri olan Değirmenlikızık, en batıda ve Bursa'ya en yakın konumda bulunan 'Kızık' köyüdür. Bugün Bursa'nın mahallesidir. Ertuğrul Gazi (Mesken) semtine bitişik sayılır. Batıdaki arazisi Duaçınar semtine kadar uzanır. Yıldırım ilçesi sınınları içindedir.
            Köyün merkezi Uludağ'ın kuzey eteklerindeki Akçalar kanalı vadisinde bulunuyor. Bursa ovasına hakim bir yamaçta yer alıyor.
            Köy, Orhan Gazi'nin vakıf arazisine bitişik bir yerde bulunmaktadır. Osmanlı'nın ilk döneminde Orhan Bey tarafından Ece Beyoğlu Sinan Bey'in mülkü olarak gözükürken sonradan el değiştirmiştir.
            Fatih Sultan Mehmet'in sadrazamı İnegöl'lü İshak paşa vakıflarına tahsis edilmiş ve ondan da oğluna geçtiğinden  'İshak paşa Kızık'ı' diye anılmıştır. 1537 yılına ait bir kadı sicilinde adına rastlanır. 1824 tarihli bir başka tutanakta ise İğdir köyü ile birlikte İshak Paşa'nın vakıf arazisi olarak zikredilmektedir.
            Tarihi kaynaklanda yer alan bilgiye göre; Çelebi Sultan Mehmet'in oğlu olan Şehzade Mustafa Çelebi, Germiyanoğlu Beyi'nin teşvikiyle ağabeyi II. Murat'a karşı isyan edip Bursa'yı kuşattığı zaman otağını burada kurmuştu.
            1908 yıllığına göre köyde 55 hane yaşamaktaydı.
            1910'da buraya uğrayan Mehmet Ziya, Gürcü köyü olduğunu belirtir. Mösyö Huart adlı bir Batılı gezgin yazdığı seyahatnamede buranın halkının Gürcü değil, Dağlı Ekradı'ndan olduğuna vurgu yapar.
            Aslında bunların ikisinin görüşlerine de itibar etmemek gerekir. Değişik kayıtlar ve kaynaklardaki yazılanlardan edindiğimiz kanaat, buranın Kızık Boyu tarafından kurulan çok eski bir Türk köyü olduğu yönündedir. Belki de değişik dil konuşan birkaç hane de buraya yerleşmiştir! Bu konuda kesin bir kanıt bulunmamaktadır.
            Birçok Yörük ve Türkmen köyünde olduğu gibi burada da 'dede' denilen yatır gömütü var.
            1581'de köyde 49 hane ve 7 bekar kişi yaşıyordu. 1907 ve 1908 yıllarında ise 55 hanedir.
            XIX.yy.'ın ortalarında Kaplıkaya deresi üzerinde 13 değirmen bulunuyordu. Çuha yapımında kullanılan bir değirmen daha vardı. Bugün Kocaçınar denilen yer, güzel bir mesire alanıdır.
            Günümüzde hızlı bir gecekondulaşma içinde olan köyün, eski özellikleri yitip gitmektedir. Geleneksel yapı çözülme sürecine girmiştir.

       BURSA'DA BUGÜN İÇİN ORTADAN KALKMIŞ OLAN KIZIK ADLI KÖYLER

            Bugün ortadan kalkmış olan Kızık köylerini; Osmanlı'nın vergi, vakıf ve kadı sicilleri gibi resmi belgelerinden öğreniyoruz. Tarihçi yazar Raif Kaplanoğlu ve Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu bu bağlamda önemli araştırmalar yapmışlardır. Prof. Dr. Mefail Hızlı'nın bu konudaki araştırmaları halen sürmektedir. Bazı halk söylencelerinde de bunlardan söz edilmektedir.
             
Bayındırkızık:
            Kızık boyu mensuplarınca kurulduğu kabul edilir. Adı güzel, bakımlı, mamur anlamına geliyor.
            Bursa merkez ilçesine bağlı çok eski bir köydür. Bugün yeri tam olarak belli değildir. Saitabat ve Derekızık arasındaki dik bir yamaçta yer aldığı sanılıyor! Yıllar önce Uludağ'dan gelen selle tahrip olan köy ortadan kalkmıştır.Bunun üzerine köy halkı başka yere taşınmış ve bir daha da aynı yerde yerleşme kurulmamıştır.
            1593 tarihli bir kadı sicilinde bu köyün adı geçiyor. Uludağ eteklerinde yer alan Bayındır (bakımlı ve güzel) bir köy olduğu biliniyor. Diğer köylerden ayırt etmek için köyün adına Bayındırkızık denmiştir.
            Dışkaya köyünden tarihe ve arkeolojiye meraklı Erol Demircan, Derekızık yakınlarındaki bir kaynak suyu dolum tesisi inşaatı sırasında bir hamam temelinin ve toprak künklerin ortaya çıktığını, Bayındırkızık köyünün kuruluş yerinin burası olduğunu söylemektedir. Ayrıca köyün selle ortadan kalkışı ile ilgili bir söylenceden bahsetmiştir.
             
Dallıkızık:
            Burası da Bursa'nın doğusunda yer alan 7 Kızık köyünden biridir. Dal Bey adında bir zat tarafından kurulduğu rivayet edilir. Sık ağaçlar arasında yer alan güzel bir köy olduğu sanılıyor! (Bugün Anadolu'nun bazı yerlerinde ağaca 'dal' denilmektedir.) Ortadan kalktığı için yeri tam olarak belli değildir.
            Dışkaya köyünden Erol Demircan, Hamamlıkızık köyü üzerindeki (güneyinde) orman içinde, 1985 yılında bina temelleri gördüğünü, Dallıkızık köyünün kuruluş yerinin burası olduğunu söylüyor. Fidyekızık köyünden Ertuğrul Süner ise; bu köyün Fidyekızık ile Değirmenlikızık arasında yer aldığını ifade ediyor.
             
Kızık:
            1521 yılına ait tahrirat defterinde adı geçen bu köyün, çok eski bir yerleşim yeri olduğu anlaşılıyor! Sadece Kızık adıyla anılan tek köydür. Diğerlerinin adları birleşik isimlerden oluşmuştur.
            F. Sultan Mehmet'in sadrazamı İshak paşa; burayı Ece Bey oğlu Sinan Bey'den satın alıp, İnegöl'de yaptırdığı imaretine vakfetmiştir. Buna dayanarak sanırım buranın Değirmenlikızık olduğunu söylemek yanlış olmaz.
            Fenarizade adlı bir şahsın burada 3 göz değirmeni olduğu kayıtlara girmiştir. Bugün için bu adla anılan bir yerleşim yeri yoktur. Zaman içinde ortadan kalktığı ya da adının değiştiği anlaşılıyor! Bu köydeki değirmenlerin geliri Medine'ye yardım amacıyla vakfedilmiştir.
             
Bodurkızık:
             Diğerlerinden farklı olarak Bursa'nın batısında yer alıyordu. Bursa merkezine değil Kite kazasına bağlıydı. Kızık Türkmenleri tarafından kurulmuştur. Bugün yerinde yoktur. Düşünceme göre; bu ad 'Küçük Kızık' anlamında söylenmiş olabilir! Uludağ yamaçlarındaki öbür Kızık köylerinden ya da Anadolu'nun başka bir yerinden ayrılarak gelen birkaç hanelik Kızıklı tarafından kurulmuş  olabileceğini  düşünmek, pek de yanlış olmasa gerek!
             
Ortakızık:
            Bugünkü Kızık köyleri arasında bu adı göremiyoruz! Bunun da eskiden Bursa'nın doğusunda yer alan Kızık köylerinden biri olduğu sanılıyor! Belki de bugün bildiğimiz Kızık köylerinden birinin eski adıdır.
            Değişik kaynaklarda Orhan Gazi'nin vakıf köyü olduğu yolunda bilgiler var. Bu nedenle, ortada olması nedeniyle yukarıda bahsettiğimiz Cumalıkızık adını akla getiriyor!
             
Camilikızık:
            Bursa kadı sicillerinde adına çok rastlanır. Bursa merkezine bağlı çok eski köylerden biridir. Cami adıyla anıldığından “Cumalıkızık “ adını çağrıştırıyor! Tam olarak orası olup olmadığı anlaşılamamıştır!
             
Kiremitçikızık:
            Eski bir yerleşim yeri olduğu kabul edilir. Ancak XIX.yy. kayıtlarında dahi adına rastlanmaz. Çeşitli nedenlerle ortadan kalkan 'Kızık' köylerinden biridir. Burada kiremit ve tuğla imalatı yapıldığı sanılıyor!
             
Kızıkşıhlar:
            Eskiden Bursa'nın doğusunda yer alan birçok Kızık köyünden biridir. 1521 yılına ait tahrirat defterlerinde adı geçer. Orhan Bey'in vakıf köyleri arasında gösterilir. O yılda sadece 2 hanenin yaşadığı bu yerin “Cumalıkızık” köyü olduğuğuyla ilgili bilgiler var.
             
Kızıkçeşme Mahallesi:
            Bursa'nın en eski mahallelerinden biridir. 1508'den sonraki kadı sicillerinde adı geçiyor.
            K. Kepecioğlu'nun tespitlerine göre; mahalle Yıldırım'daki Seyfettin Mahallesi yakınlarındadır. Emir Sultan, Zeyniler ve Çukurmescit arasında yer aldığı ifade ediliyor. Mahalledeki çeşmeyi Yıldırım Bayezit'in yaptırdığı belirtilir. Mahallenin adının da buradan (Kızıkçeşme) geldiğini yazar.Bu adın , suyun Kızık kaynağından getirilmesinden dolayı verilmiş olduğu sanılabilir! Ancak çeşmenin suyu Akçaoğlu kaynağından geliyormuş! Acaba mahallenin bulunduğu yerde daha önce bir Kızık yerleşimi mi (köy) vardı, diye düşünmeden edemiyor insan!. Ancak Kızıklar yolu üzerinde yer almış olmasından dolayı da bu ad verilmiş olabilir! XIX.yy.a ait belgelerde, mahallenin adının sıkça geçtiğini vurgulamak isteriz.
            Bursa'yla ilgili tarihi belgelerde bunlardan başka Baba Kızığı (Baba Sultan), Hatun Kızığı, Kızık-ı Şevket ve Şeyhkızık gibi yerleşim yeri adları yer almıştır.     
            Eylül-1999'da Osmanlı Devleti'nin 700. kuruluş yıldönümü nedeniyle yayınlanan Bursa Defteri Dergisi'nin özel sayısında (1) yer alan Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu'nun bir yazısında (s.11-12); vergi gelirleri “Orhan Gazi Vakfı”na ayrılan köyler arasında Kızıkşıhlar ve Kızıkhamamı adlı yerleşmeler de yer almıştır. Yazar Kızıkşıhlar'ın Cumalıkızık, Kızıkhamamı'nın da Hamamlıkızık olduğunu vurgulamıştır.
            İşte bütün bu Kızık adlı köyler Osmanlı Devleti'nin ilk yıllarından bugüne dek Türk'ün aşılamayan kalesi olmuşlardır. Hüseyin Genç / Araştırmacı-Yazar

2 yorum:

  1. selamın aleyküm ben gaziantebin yavuzeli ilçesindenim bizde kızıklıyız yavuzelinin 40 ka yakın köyü var 20 tanesi kızık köyü adım ali yılmaz
    kızık beyimizde nafi çağlar
    iyi çalışmalar

    YanıtlaSil
  2. Sayın Ali Yılmaz kardeşim ; dediğin gibi Yavuzeli'nin 39-40 köyü var. Bunlardan Kızık olan köy şunlardır. Ballık, Kastel (Değirmitaş), Bakırca, Lolacık (Sarıbuğday)...Biliyorsun bu köyler
    Yavuzeli'nin batı bölümünde yer almaktadır. Bu bölgenin Kızık olduğuna dair ilk araştırma şahsıma aittir. Bu bilgi hazırlamış olduğum Kızık Boyu 1 kitabında da yer almıştır. Kitapta bu köylerin ortak adı olarak Aşağı Kızıklar ifadesini kullandım. Bursa'daki bu
    köylerin tamamını gezdim gördüm. Türkiye'deki diğer Kızık köylerinin de büyük çoğunluğunu ziyaret ettim. Bu çalışmaları Kızık
    Boyu 2 adılya kitaba dönüştüreceğim. İlginize sevindim...Ayrıca
    bana yakıştırdığın unvan için de teşekkür ederim...Saygılar..
    Nafi Çağlar Kızıkbeyi
    www.nafiztancaglar.com

    YanıtlaSil